üdopara

10 Ocak 2018 Çarşamba

2017'de Ne Olmuştu! | umityardim.blogspot.com





Boşa geçirilmiş bir yaşam değil, anlam kazandırılmış bir yaşam için mücadelem. Bu nedenledir ki sürekli düşünüp, bir 'şey'lerin parçası olmaya çalışmam. 

 Bir yılı daha geride bırakırken, yaşananlar ve onların yıllar boyu sürecek etkilerini düşünmeden duramıyorum. Heyecanlıyım, çünkü okuyacağınız bu yazıyı yazarken, bütün bir yıl gözümün önünde tekrar ve tekrar canlanıyor. Kelimelere dökülen anılar ancak tek boyutlu bir etki ile size anlatılıyor. Sizler yazıyı okuyorsunuz fakat o an karmaşık duyguların yarattığı ambiyansı canlandıramıyor, kokusunu alamıyor ya da gözlerinizin önüne etrafta gelişen diğer durumları getiremiyorsunuz. Yine de bu heyecanıma sizleri ortak ediyorum.

2017 Yılı Böyle Geçti 

2017'de son dönemlerde karşılaştığım, dilime pelesenk olan şarkı: Manuş Baba-Eteği Belinde.  Yazıyı okurken şarkı size eşlik etsin isterim. 


Seyahat/Gezi/Tatil/Kamp

Bu yıl da kendimi yollara vurdum. Farklı topraklarda yeşeren düşünce tohumlarımı seyre daldım. Çokça insanlarla muhabbet ettim ve sınırları olmayan bir düşünce denizine kulaç attım. 

Yoğun bir TODAİE dönemi sonrasında kendime kaçamak yaparak 11-14 Ocak tarihlerinde Kızılcahamam Başak Termal Otel'e tatil yapmaya gittim. Yalnız gerçekleştirdiğim bu tatilde karlı hava ve sıcak kaplıca suyunun muhteşem güzelliğini yaşadım. Vakit buldukça Soğuksu Milli Parkını gezdim. Otelde kişi sayısı çok fazla değildi bundan dolayı hizmet konusunda genel bir değerlendirme yapamayacağım fakat gece 3'de odamın altından duman girmesi ve bulunduğum katın tamamın duman altı olması, benim tesadüfen uyanıp resepsiyona haber vermem olası bir faciayı önledi. Ölebilirdim! Resepsiyondakilerin rahat tavırları ve vurdumduymazlıkları bu oteli bir daha tercih etmemem için yeterli bir gerekçe oluşturdu. 



Mayıs ayına gelindiğinde Murat Can ile birlikte Safranbolu'ya gittik. Burada bir konakta kalıp doğanın tadını çıkarmayı planlıyorduk. Tatil döneminde bir yere gitmenin genel sıkıntısından dolayı zor yer bularak ve normal fiyatının üstünde bir fiyat vererek Avcıoğlu Konağında tatilimizi gerçekleştirdik. Safranbolu ve onun coğrafyasına çok uzak olmadığım için yenilik sadece bu tatili Murat Can ile paylaşıyor olmamdan ibaretti. Buna rağmen güzel zaman geçirdik. Safranbolu eski çarşının içini ve Safranbolu'nun turistler tarafından akın edilmemiş yerlerini keşfe çıktık. Bir günümüzü de içine girmek için mühürsüz otopark fişine para ödeyerek girdiğimiz Yörük Köyü'nü ziyarete gittik. Küçük ve sevimli bir köydü. Köyde yaşayanlar buraya akın eden turistlerin köy ortamında üretilen ürünlerle etkileşmeleri için sistemlerini kurmuşlar. Girişimcilik adına güzel, köy adına üzücü bir durum. 





Ramazan Bayramı'nın 4-günlük tatilini Amasra'da geçirdik. İki sene önce gittiğim Amasra'nın sahilinin temizlenip halkın kullanımına açıldığını gördüm. Kaldığımız otel ve sahil tatmin ediciydi. 

Bu yıl kamp konusunda kendimi geliştirdiğim ve güzel pratikler yaptığım bir dönem oldu. Bahsetmek istediğim üç farklı kampı gerçekleştirdim. Öncelikle TODAİE bitimi sonrası işe başlama öncesi gri dönemde kendime kamp ve tatil planı yaptım. Bu kamp, sürekli hayalini kurduğum Ege kıyılarında kamp yapmayı kapsıyordu. Seyahate çıkmadan önce yanıma kimseyi bulamamıştım. Yine de yola çıkıp, İzmir'de konakladığım bir günde, kampı paylaşacağım kişinin Murat olduğunu keşfettim. Güzel bir tecrübe, sürekli hareket içeren bu kamp tecrübesi oldu. Hemen devamında, Fatih ile Şubat ayında ayarladığımız fakat zamanı bir türlü uymamasından dolayı kardeşim Ati ile paylaştığım Bodrum tatili gerçekleşti. Kamp ve tatil ile ilgili detayları Ege Kıyılarında Kamp ve Bodrum Tatili konulu yazımda ele almıştım. 







İş hayatına ve onun psikolojisine hiçbir zaman alışamayacağım. Monotonluk güzelliklerin üstünü örten bir çamur. Dokunduğunda kirleten, dokunmasan güzellikleri gizleyen bir çamur... TODAİE bitip de işe başladığımın 2. ayında hissetmeye başladım bu çamuru ve kurtulmak için hemen bir hafta izin aldım. Bu iznim bayram tatili ile birleşiyor ve iki haftalık hareket olanağı tanıyordu. İnterrail gruplarında dillere pelesenk olan Salda Gölü'nde kamp yapma düşüncesi ağır bastı ve bu planı gerçekleştirdim. Ege kampına benzer şekilde, yine yolculuk başlangıcında yalnız olmama rağmen ilk günden son güne kadar birçok insan ile kampı paylaştım. Kamp detaylarını Yok Olma Sürecine Girmiş Bir Güzellik: SALDA GÖLÜ! başlıklı yazıda kaleme aldım. Salda Gölü'ne hayran kaldım ve seyahatimi tekrarlamak için can atıyorum. 





Salda'dan döndükten sonra hala boş günüm olduğunu fark edip, Ankara'nın 70 km uzağında yer alan ve yeni restorasyona giren Karagöl Milli Parkına, kamp atmaya gittim. Karagöl girişine güvenlik görevlileri konmuştu ve kamp atmak için onlardan (Jandarmaya bilgi vermek suretiyle) izin alarak kamp kurmaya başladım. İlk  gün köpeklerin yoğun ilgisine, sonbahar olmasına rağmen aşırı soğuk havasına ve zifiri karanlığa rağmen, huzurlu bir gece geçirdim. Yalnızdım, sadece düşüncelerim vardı. İkinci gece ODTÜ'lü gençler de kamp atmaya gelmişlerdi. Onlarla muhabbet edip, kampı paylaştık. Genel olarak tatmin edici bir kamptı benim açımdan. 







Yerimde duramama hastalığım beni bu sene de yalnız bırakmadı. Hafta sonlarımda genelde il dışına seyahatler gerçekleştirdim. Bunlardan bazıları, özlemiyle yanıp tutuştuğum, güzel dostluklarıyla beni karşılayan İzmir'eydi. Cansu'ya yaptığım ziyaretler, Murat'ın Baykuş'unda okuduğum makaleler, Can ile yaptığımız muhabbetler ve vapurunda içtiğim çaylar hayatıma renk kazandırmaya devam etti. Ayrıca, yaşamak istediğim şehrin İzmir olduğu kanaatine vardım. Tokat'a Kemalettin hocam, Ati ve diğer arkadaşların yanına yaptığım ziyaretler de bu senenin önemli noktalarındandır. 




Son olarak TODAİE'nin yoğun ders temposundan dolayı ihmal ettiğim yurtdışı seyahatlerimi gerçekleştirmeye çalıştım. Yazının devamında bahsedeceğim bir sosyal sorumluluk çalışmasıyla İrlanda'ya, işyerinden arkadaşlarla da Kiev'e seyahat gerçekleştirdim. Kiev konusunda fotoğraflarla ve yaşadığım tecrübelerle ilgili blog yazısı yazıp buradan linkini paylaşmayı planlıyorum. Genel olarak, Türklerin Ukrayna algısını bir kenara bırakırsak, Kiev'in tarihi dokusu ve insan kitlesi beni mutlu etti. Ayrıca Christmas pazarlarının olduğunu bilmeden gitmiştim. Gidip bu pazarlarla karşılaştığımda, kayıp oğlumu bulmuş kadar sevindim.






Sosyal Sorumluluk

Bu senemin kısıtlılığı olan TODAİE'ye rağmen, sosyal sorumluluk alanında verimli bir sene geçirdiğimi düşünüyorum.

 Öncelikle Ekim 2016 döneminde, Ali ve Melis'in daha önce başvurup reddedilen projelerini revize ederek başvurduğum W'aRE (Hepimiz Potansiyel Mülteciyiz!) projesinin 2017 yılında kabul edildiğini öğrendim.  Bu proje hakkında çok fazla şey yazmak istiyorum ama bu ayrı bir blog konusu olduğundan, özet geçeceğim. Projenin kabulünden sonra organizasyonel anlamda çeşitli zorluklar yaşandı. Gerek hazırlık döneminde, gerekse sonrasında proje koordinasyonu zaman zaman sekteye uğradı. Buna rağmen uygulama aşamasında en fazla keyif aldığım projeler arasında ilk ikide diyebilirim. Ali, Melis, Yağmur ve ben, güzel bir ekip oluşturduk. Herkes sorumluluk aldı ve aldığı sorumluluğu güzel bir şekilde yerine getirdi. Sadece koordinasyon değil, aynı zamanda kolaylaştırıcılık rolü de paylaşıldı. Böyle bir ekibin bir daha birlikte proje yürütemeyecek olması çok acı.








W'aRE projesi çalışmaları devam ederken, Tokat'ta yetiştirme yurdunda birlikte zaman geçirdiğimiz arkadaşlarımızla bir proje çalışması içine girdik. Proje konusunda hiçbir tecrübesi bulunmayan fakat istekli bu arkadaşlarımızla birlikte EVSO1.0 (Girişimcilik vs Yurt Çocukları 1.0: İlk Adımlar | Entrepreneurship vs Orphans 1.0 : Baby Steps) projesinin başvurusunu Şubat 2017 döneminde yaptık. Kabul edildi. Yaayyyy :) Mayıs 2018'de projenin uygulaması gerçekleştirilecek.  

Türkiye'deki projelerin kalitesinin artırılması ihtiyacıyla yola çıktığımız, bu zamana kadar 2 defa gerçekleştirdiğimiz Sosyal Sorumluluk Projeleri Kongresi'nin üçüncüsünü  W'aRE projesinin son günü, paralel organizasyonla gerçekleştirdik (hatta W'aRE projesi kongrede sunulan projelerden birisiydi). TED Üniversitesi'nde üç farklı salonda paralel oturumlarla gerçekleştirilen sspkongre3'de gerek davetli konuşmacılar, gerek danışma kurulu gerekse gönüllü olarak yer alan kongre görevlileri açısından başarılı bir organizasyon gerçekleştirildi. Genel Koordinatör olarak yer aldığım kongreden çok güzel etkileşimlerle ve dönütlerle ayrıldım.







Kongre, W'aRE Projesi uygulama ve nihai raporu, TODAİE üçlemesinden sonra bir süre sosyal sorumluluk ve eğitim çalışmalarına ara verdim. Erasmus+ 2017 R3 dönemine dinç bir şekilde hazırlanmak için çok ciddi araştırmalara girmedim. Bu süreçte hem yurtdışına çıkabilmek hem de daha önce hiç etkileşmediğim bir konu hakkında bilgi almak adına, Mehmet Çetinkaya'nın sunduğu olanağı değerlendirdim ve Create You(th) SIDE Eğitim Kursu Projesine (İrlanda) katılmak için hazırlıklara başladım. Proje öncesi ise 2017 R3 dönemi yaklaşmıştı. Bu döneme iki farklı proje fikrimi projelendirerek hazırlandım. Bu projeler Glomarize with NFL ve RE Hareketi'ydi. Bu dönem projeler konusundaki yetkinliğimin verdiği özgüven ile Glomarize with NFL projesini eğitim kursu olarak başvurdum (Kabul edildi! Yaayyy). Hemen arkasında İrlanda'ya gittim. İrlanda'daki proje, İrlanda ve vize süreci ile ilgili konuları İrlanda ve Create You(th) SIDE Eğitim Kursu Projesi (Gezi ve Sosyal Sorumluluk) konulu başlık ile blogumda yazdım. 







TMMOB Metalurji ve Malzeme Mühendisleri Odası

Benim için sosyal sorumluluk alanı sadece Avrupa Birliği projelerinden ibaret değil. Sosyal sorumluluk olarak Metalurji ve Malzeme Mühendisleri Odasında da faaliyet gösteriyorum. Bu çok önemli, çünkü anayasadaki ilgili maddeye istinaden kurulan, mesleki gelişimi ve mesleki konuların toplumsal etkilerini ele alan odada gönüllü olarak yer almak, topluma hizmet etmek demektir.

Bu sene de elimden geldiğinde bu çalışmaların içinde yer almaya, çalışmaları organize etmeye veya fikir olarak desteklemeye, gerekli olması durumunda da gönüllülük faaliyetleri yapmaya çalıştım.

Bu kapsamda, Şubat ayında Metalurji Genç'in Temsilciler Kurulu Toplantısını yaygın eğitim teknikleriyle yönettim. Bu toplantı benim Oda çalışmalarında yaygın eğitimi kullanmam ve etkilerinin görülmesi, değerlendirme açısından önemliydi. Bu toplantıdan yola çıkılarak bir eğitim organize ettik. Metalurji Genç'ten Genç Mühendise konulu bu eğitimde gençlerin Oda ve TMMOB hakkında bilgileri artırıldı, Oda çalışmaları hakkında bilgilendirildi ve kendi etkinliklerini planlamada kolaylaştırıcılık rolü üstlenildi. Sonuçları açısından bakıldığında verimli bir etkinlikti. Bu etkinlikte de yaygın eğitim metotları kullanıldı. Bu iki etkinlik sonrasında Genç Mühendislerle Ankara'da bir toplantı gerçekleştirildi. Bu toplantıda koordinatör olarak çok fazla rol alamasam da katılım sağlayarak destek vermeye çalıştım. 








Odanın temel çalışmalarından olan kongre ve sempozyumlar da bu sene katılmaktan mutluluk duyduğum ve mesleki anlamda bilinçlenmemi sağlayan faaliyetlerdi. İzmir <3'deki EFRS (Demir Çelik Sempozyumu)'nda da görev aldım. Bu sempozyum sayesinde yeni insanlarla, değerli insanlarla tanışma olanağı sağladım. Xinchuang Li bunlardan birisiydi. Çin'den gelen Li'ye İzmir Demir Çelik ve Kaptan Demir Çelik Fabrikaları'nı gezdirme olanağım oldu. Sempozyumda anlatılan konuların hepsi dikkat çekiciydi fakat en önemli olarak gördüğüm konu Endüstri 4.0 konusuydu. 2017 yılının sonuna doğru ALUS (Alüminyum Sempozyumu)'na  katılım sağladım ve organizasyonda küçük de olsa destek verdim. 








Etkinliklere katılımın yanı sıra birçok toplantıya katıldım ve fikir beyan ettim. Değişim ancak 'sen' sorumluluk alırsan mümkün kılınır. Bu amaçla, mesleki anlamda eksik gördüğüm noktaları iyileştirmek adına, ben de Oda çalışmalarında gönüllü olarak sorumluluk aldım bu sene...

Hobi

Her sene hayatıma, yaşadıklarıma dönüp baktığımda fark ettiğim bir nokta var: bu kadar çalışmayı bu kadar zamanda nasıl yapabildiğim. Şaşırmama rağmen, süreç içinde zaman yönetimi ve önceliklerimi belirleme konusunda yetkinleştiğimi fark ettim. Zamanımı planlarken çalışma ve dinlenme (aktif dinlenme) aşamalarını dengelemeye çalıştım. Bu kapsamda, geçen sene olduğu gibi, bu sene de hobilerime zaman ayırdım. 

Futbol oynamak benim için her zaman büyük bir keyiftir. Bu sene de futbol oynamaya devam ettim. Tokat'taki ASP Gençlik Spor'da amatör futbolcu lisansım var. Zamanlar çok uymasa da arada gidip orada futbol oynamak büyük keyif. Bunun yanı sıra TODAİE ve sosyal sorumluluk çalışmalarının yoğunluğuna rağmen TCDD'nin futbol takımında bu sene oynama şansı elde ettim. Başarı olarak çok önemli başarılar elde edilemese de futbol oynuyor olmak ve bu ambiyansı tekrar yaşamak büyük mutluluk. 





Futbolun yanı sıra, kendimi ifade etmem, farklı duygu durumlarını kavramam ve rol yeteneğimi geliştirmem için TCDD'nin tiyatro ekibinde de bu sene yer aldım. Ekip sürekli değişip, birilerinin boşluğundan doğan gecikmeler olsa da ekip bu sene çekirdek kadroyu oluşturdu. Meyvelerini 2018'de toplayacağımızı düşünüyorum :)

Kendi kendime öğrenmeye çalıştığım gitar çalma konusunda belli bir aşamaya gelsem de, hala çok ciddi eksikliklerimin olduğu kanısındayım. Bir sene boyunca, gerçekten çok yavaş ilerleme elde etmeme rağmen, 2018'de gitar konusunu geliştireceğimi düşünüyorum.

Arta kalan zamanlarımda sportif faaliyetlere katılmaya da çaba gösteriyorum. Bu bağlamda Nisan ayında Melen Çayı'nda rafting yapmaya gittik. Güzel ve eğlenceli bir faaliyet oldu.


Gündem/Hak Arama /Yenilik /Haberler

Bu kadar hareket halinde olunca, yenilikler kapınızı çalar, hatta kapınızı kırıp içeriye girer. 2017 yılında birçok yenilik de beni bekliyordu. Öncelikle eski telefonum olan LG G2'yi değiştirip, düşük bütçeli fakat fotoğraf çekme kalitesi yüksek Motorola Moto G4 Plus telefonunu aldım. Çok yoğun geçen TODAİE'yi tamamlayıp işyerine döndüm. Dönüşü maalesef yüksek lisansı bitirerek yapamadım. Pek sayın Erkan Tural Bey'in son dakika golü (bu konuya özel blog yazacağım) ile dönem ödevi projem kabul edilmedi. Başından beri Başak Hocam ile çalışmayı istediğim ve benzer sıkıntıları tekrar yaşamayı istemediğim için DÖP danışmanımı değiştirdim ve Ocak 2018 itibariyle Dönem Ödevi Projemi de tamamladım. Yapım İhale Komisyonunda bir hafta çalışıp, sonra Yapım Sipariş Şubesi'nde görevlendirildiğimi öğrendim. Oysa ki İzmir konusunda girişimler yapmıştım ve İzmir'e gitmek için can atıyordum. Bu arada, 2017 yılında İzmir'e gitme ve hayatımı İzmir'de devam ettirme konusunda önemli fakat başarısız girişimlerde bulundum. Elimin uzandığı, görüşebileceğim ve yardımcı olacak herkesle görüştüm. TCDD tayin döneminde başvuru da yaptım ama bir türlü başarılı sonuçlar alamadım. Şu dönemde aklımda sadece İzmir'e gitmek ve orada yaşamak var. Diğer her şey ikinci planda...

Ah ah... Ne çok özlemişim Yavuz ve Zeynep'le muhabbet edip, bir yerlere gitmeyi... 2017'nin en güzel sürprizlerinden birisi ansızın işyerimi ziyarete gelen Yavuz reyizdi, kuşkusuz.

Elvin Mila (biricik yeğenim)  ve akrabalarımızın çocukları gittikçe büyüyor. Zaman su misali gerçekten... Yaşlandığımı hissediyorum onlara baktığımda.



Hayatımda da çeşitli değişiklikler oldu. İlişkiler konusundaki tutumum 2017 sonlarına kadar sevgilimin olmamasına neden olsa da Ekim ayında bir ilişkiye başladım. Çok fazla detay veremeyecek olsam da onun güler yüzü, temiz kalbi ve pozitif bakış açısı beni mutlu ediyor.

The bucket list'imde yer alan bir şeyi de bu sene tamamladım: burun estetiği. Ani bir kararla (ki bu kararı almama neden olan solunum sorunu yaşıyor olmam) Gazi Üniversitesi Plastik Cerrahi Bölümünde Dr. Ayhan Işık Erdal'dan randevu aldım. Çok kısa sürede ameliyatım gerçekleşti. Hayallerimdeki gibi bir burna sahip olamasam da şu anki durumundan memnunum.



Burada bahsetmeden geçemeyeceğim bir konu var. Bilindiği üzere 2016 yılında Adriyatik kıyılarına bir seyahat gerçekleştirmiştim. Bu seyahatimin sonunda Tiran'dan Metro Turizm'e binerek dönecektim ve beni bırakıp gitmişlerdi. Bu durum sonucunda da uçak bileti alarak ülkeye dönmüştüm. Türkiye'ye döner dönmez de Tüketici Hakem Heyetine durumla ilgili başvuru yapmış ve hakkımı aramıştım. 2017'nin Ocak ayında mahkeme sonuçlandı: Metro Turizm bana 900 TL para iadesi yaptı. Bu durum hak aramanın ne kadar önemli olduğunu ve haksızlık yapanın yanına kâr kalmayacağını gösterdi. (Her zaman olumlu sonuçlanmasa da girişimleri bırakmamak gerekir.)



Bir de Google Yerel Rehber olarak biraz önce 2017 yılında sağladığım katkıların raporu geldi. Google Maps üzerinde 133 yorum yapmış, 80 fotoğraf yüklemiş, 159 yanıt vermişim. 1 yeni yer eklemiş ve 7 soru sormuşum. Booking.com'un kapanması gibi saçma bir durumun varlığında google maps'de kullanıcı yorumları önem arz etmektedir. Bu nedenle tecrübelerinizi maps üzerinden yapmayı unutmayın.

Sonuç ve 2018'den Beklentiler

Bu sene Kaos kitabını bitirdim. Bilgi yoğunluğu açısından beni biraz zorlasa da dünyayı algılamamda bana başka bir kapı açtığını söyleyebilirim. Mikro ölçekte anlamsız görünen birçok durumun (zaman ve uzaklık bakımından) makro ölçekten bakıldığında kendi içinde anlamlı olduğundan bahsetmektedir. 

2017 yılı benim için böyle bir yıldı. Birbirinden bağımsız olarak yaptığım birçok çalışmanın kendi kaosumda bir anlamlılığının olduğunu düşünüyor, hatta hissediyorum. Rasyonel bakış açısına göre yaptığımın anlamsız olduğu düşünülse de hislerin rehberliğinde yaptığım şeylerin doğru olduğunu hissediyorum. Zaten akıl varolanı keşfe, his ve duygular ise olmayanı ortaya çıkarmaya rehberlik etmez mi?!

2018 yılı için birkaç konuda beklentim var. Öncelikle, bu sene bitmeden İzmir konusunda somut dönütler almayı planlıyorum. İzmirde çalışmak ve yaşamak için elimden gelenin fazlasını yapacağım.  Uzun zamandır zaman ayıramadığım ve artık halletmeyi düşündüğüm İtalyanca konusunda da bu sene girişimlerimi artıracak ve zaman ayıracağım. Ayrıca, gitarla harikalar yaratamasam da basit şarkıları çalıp, notalarla şarkı çalmaya geçmem gerekiyor. Gitar konusunu tekrar ve ivmeli şekilde işlemem gerek! Son olarak, bu sene aklımın bir kenarında senelerce duran ve bir türlü hayata geçiremediğim dernek kurma fikrini hayata geçirmeyi, bu vesileyle sspkongre'nin kurumsallaşmasını sağlamayı planlıyorum. 

Şimdiden 2018 için kesinleşen EVSO1.0 projesi ve GWN Eğitim kursu var benim organize edeceğim, Metot Fuarı var katılım sağlayacağım ve gidilecek yerler var, keşfedeceğim. 

Geri kalan, bana ve size sürpriz olsun :)

Mutlu yıllar!