üdopara

23 Aralık 2013 Pazartesi

Sosyal Sorumluluk " GENÇLERİN BAKIŞIYLA YÖNETİM MODELİ PROJESİ"

Önce insan var oldu bir şekilde, sonra buldular birbirlerini bir yerlerde. O zaman yönetme ve yönetişim ortaya çıktı. Ne zaman insan yerinde durdu; ya yönetmeye çalıştı ya da yönetildi. İyi ya da kötü, güzel ya da çirkin, bilinen tarih boyunca insan hep yönetildi. Sadece sistemler değişikti...

18-20 Aralık tarihleri arasında Konya Dedeman Otelde WALD tarafından organize edilen; Gençlerin Bakışıyla Yönetim Modelleri Eylem 5.1 AB Projesinde İç Anadolu Bölgesi Bilgilendirme Toplantısındaydım. Farklı bir deneyim yaşama şansım oldu bu proje sayesinde. Çünkü bir mühendis olarak hiç üzerine düşmeye fırsatımın olmadığı bir konu seçilmişti: Yönetim Modelleri. Proje öncesinde beklentilerim yönetim modellerini daha yakından tanımak ve anlamak, bunun yanında ütopik yönetim sistemimi oluşturmam için sağlam zemin oluşturmasını beklemekti. Bu beklentilerimden bir kısmı karşılandı ama büyük bir kısmı eksik kaldı. Bu konuya projenin içeriğini anlattığım bölümde değineceğim.

Projeye gidip gitmeme konusunda kararsız kalmıştım. Ciddi bir ameliyat geçirmiştim bir hafta önce ve iyileşme sürecindeydim. Bu aşamada programda Ahmet Davutoğlu ile Kadir Topbaş'ın yer alması beni heyecanlandırmıştı. Nedeni sorularımı doğrudan sorabileceğim iki yönetici konuşma yapacaktı ve biliyordum ki AB projelerinde interaktif oturumlar olmalıydı. Son kararım evde yatmaktansa bir şeyler öğrenmek için projeye katılmaktan yanaydı. Katıldım.

Organizasyon ve Proje Konusu
Projede katılımcı olarak yer aldım. Projede katılımcı olmaya hak kazandığımı 2 gün öncesinde mesaj ile öğrendim. İlgili mail atılacak denildi fakat gelen-giden mail yoktu. Sonrasında mail atarak proje ayrıntılarını istedim. Gelen mailde sadece proje programı vardı. Bunun dışında konaklama yeri ile proje uygulama yerlerinin farklı yerlerde olduğu belirtilmişti.

Trenden indiğimde bana daha öncesinde haber verilmeyen bir servis hizmeti söz konusuydu. Otele bırakılacaklar listesinde adım yoktu neyse ki sorun yapmadılar ve otele bıraktılar, gittiler. Organizatör değillerdi sadece hosteslerdi. Otele ilk giriş yaptığımda resepsiyondaki adam geldiğim proje konusunda yeterli bilgiye sahip değildi. Projeyi anlatmak ve orada konaklayacaklar listesinde yer aldığımı ifade edebilmek için çok mücadele ettim. Neyse ki sorun çözüldü ve otele giriş yaptırdım. Bu aşamaya kadar proje adını ve afişini hiçbir yerde görmedim. Yönlendirme çok zayıftı. Organizatörler ortada yoktu. Programda akşam yemeği yazmasına rağmen otel resepsiyonu akşam yemeğinin konaklamaya dahil olmadığını söyledi. Yemeğin nerede ve nasıl yenileceği konusunda bilgi verilmedi. 

Akşam yemeği konusu ayrı bir bilmece oldu. Programda belirtilen yemek zamanında resepsiyonun orada organizatörlerden birisini zorla bulabildik. Yemek için beklememizi ve 10 dk içinde otobüs ayarlanacağını belirttiler. 1.5 saat geçti ve hala yemek için bekliyorduk. Sonra sormasak söylemeyecekleri; akşam yemeği iptal edilmiş ve kendi başımızın çaresine bakmamız gerekmiş. AB projelerinde yemek ve konaklamadan taviz veremezsin, bunu kesinlikle telafi etmen gerekir. Fakat herhangi bir telafi olmadı. Hatta normal akşam yemeğinin olması gereken zamandan 2.5 saat sonra cep telefonuna mesajla yemeğin iptal edildiği bilgilendirildi. Çok saçma, yemek iptal edilecekse dahi öncesinden bilgi verilmeli, sonrasında değil!

Projenin üzerimde bıraktığı ilk etki amatör bir ekibin ilk projesini uyguluyor olduğuydu. Bundan sonraki gözlemlerimi daha kısa ve maddeler halinde yazarsam eğer: 
- Gece 00:15'de sabah 8.30'da otobüslerle projenin uygulanacağı otele gidileceği mesaj atıldı. Bilgilendirme yine gecikmişti. 
- Otobüs söylenilen zamandan yarım saat sonra kalktı ve proje uygulama yerine gidildi.
- Organizatörler herhangi bir bilgi vermeden; koyun-çoban modelinde ilerliyorduk. Gel diyorlar, geliyoruz, git diyorlar gidiyoruz. 
- Başvuru masalarına yönlendirildik ama başvuru masasından yaka kartı almamamız gerekiyormuş. Yaka kartlarımız farklı bir yerdeymiş. Bilgisi verilmedi. Uzun kuyruklar ve kısır konuşmalar oldu başvuru masasında.
- Açılış için farklı bir organizasyona entegre edildik. Bilgisi yine verilmedi. Konuşmacı listesinde yer alan Ahmet Davutoğlu ve Kadir Topbaş gelmedi. Güncel program paylaşılmadı. Açılışta kayda değer bir şey olmadı: Padişahım çok yaşa, bunlar da hediyeler, güzel memleketim Konya'm, kardeş şehirlerimiz, dostluk, bla, bla, bla...
- Nihayet projenin uygulanacağı mekandayız. Energizer için salon dışına çıktık ama katılımcıların daire oluşturması sonucu alanın yetersiz olduğu görüldü. Seçilen isim oyunu ise hiç etkin değildi. Ben oyunda ismimi bir kez dahi söylemedim. Kimse benim ismimi oyunda öğrenemedi. 
- Proje ekibi hep takım elbiseli, yani bunlar genç ama eş zamanlı organizasyonların ağırlığı fazla. Düşüncelerin olduğu gibi kıyafetlerin de şekillendirilmesi söz konusu... Bence takım elbisesi yaygın eğitim metodu için uygun değil. Örgün eğitimin öğrenciler üzerinde kurduğu baskıyı kurmaktadır.
- Toplantı için 2 gün ayrılmıştı ama ilk gün öğleden önce tamamen boşa harcandı. Hiçbir katkı sağlamadı.
- Projenin devam eden aşamalarında da gecikmeler söz konusu oldu. Program hiç yetişmedi. Bilgilendirme ve organizasyon eksiklikleri göze çarptı. Yani bir etkinliğe hazırlanırken bizler boş boş bekliyorduk. Bazen konuşmacıyı bekledik, bazen eğitmenlerin hazırlanmasını...
- Projeye bir kolum sargıda katıldım. sağ kolumu kullanamadığımdan dolayı sıkıntılar yaşadım ama organizasyon ekibinin bu umrunda değildi. Hatta pansuman için defalarca aramam gerekti. En sonunda bir sağlık ocağının yerini söylediler de kendi imkanlarımla gittim. 
- Projeden beklentimin ütopik modeli bulmak olduğunu belirtmiştim ama projenin ilerleyen aşamalarında projenin uygulanışı ve katılımcı profili buna elverişli değildi. Bu konuyu biraz açmak isterim: Projenin amacı gençlerin yönetim modellerini nasıl gördüğü, uygun modelin gençlerin bakışıyla şekillendirilmesiydi. Proje programına göre uygulamalar şu şekildeydi; önce katılımcılara kavramların çağrıştırdıkları soruldu. Bunu yaygın eğitim metoduna göre yapmaları gayet iyiydi fakat yazılanların sunuşu yetersizdi. Kavramlar ise temel kavramlardı, Lider, Yönetişim, Siyasal Rejim vb. Sonrasında farklı yönetim modelleri anlatılmak istenildi. Yaygın eğitim metodu bu aşamada yoktu. Öğrenci-öğretmen modu söz konusuydu. Bir sonraki güne atölye çalışması ayarlanmıştı. Gruplara ayrıldık ve elimize iki ülke ve onların yönetim modelini anlatan dokümanlar verildi. Ben şanssız gruptaydım. Bilgileri gece yarısı alabildim. Sonra oturduk bu ülkeleri ve yönetim modellerini flipchartlara yazdık. Karşılaştırdık ve Türkiye entegresini yorumladık. Fakat ben mühendisim ve ilk defa bu konuları ele alıyorum. Bana sadece bir kaynak verildi ve çok kısıtlı zaman. Anlamak ve yorumlamak için zaman yoktu. Hatta gruptakilerin konuşmaya ve birbirleriyle tartışmaya bile zamanı yoktu. Bu durumda gençler yönetim modellerini nasıl ele alabilecekler ki? 
- Bu toplantıda gençlerin projeye dahil olması tam anlamıyla sağlanamadı. Nasıl sağlansın ki konuşmaya dahi zaman yok. Bir de ukalalık yapanlar var, onları da belirtmeden geçemeyeceğim. Yani beyinleri siyasi bilgiler dolu fakat yorumları onlara bu bilgileri öğretenler kadar kısır katılımcılar. Hem organizatörler hem de bu katılımcılar diğerlerinin dahil olmasını sağlamada yetersiz kaldı. 
- Projenin ikinci günü ilk gün gelen eğitmen gelmemişti. Farklı birisi oturumları kurtarmaya! çalıştı. Fakat diğer katılımcılara karşı hitaplarda kaba bir tavır vardı. Katılımcılar kimsenin ağır söylemlerine maruz kalmaya mecbur değildir. Emir veremezsin ya da bağıramazsın. Bence üslup konusunda ciddi bir sıkıntı vardı. Katılımcıların dikkatini çekmek adına bağırmak örgün eğitimde kullanılan çirkin bir davranıştır. 
- Sema gösterisi ve taşımacılık sorunu. İki günlük bir organizasyonda bu kadar da hata olmaz ki. Sema gösterisine gidildi ve dönüşte organizatör olduğunu düşündüğüm kişi bir otobüse yönlendirdi bizi. Sonra o otobüsten indirildik. Farklı bir otobüse yönlendirildik ama bu otobüs bizi otelimize değil farklı bir otele götürdü. Gidilen otelde bizi asıl otele götürecek otobüsü bekledik ve kaybedilen yaklaşık bir saat sonunda otele varmıştık. Yani yazık o kadar zamana, bekletilmeye, güdülmeye!
- Parça parça da olsa projenin eksikliklerini açıkladım. Fakat en önemli sorun şuydu: Yönetim modelleri hakkında ben ne düşünüyordum? Proje süresince 'sizin söylediklerinizi' meclise sunacağız tarzı bilgilendirme yapıldı. Bir çok kez... Peki ben ne düşünüyordum? Hiç soruldu mu ya da ortam yaratıldı mı? Kimse yönetim modelleri hakkında benim ne düşündüğümü bilmiyor. Proje en çok bu aşamada yetersiz oldu. En çok buradan gol yedi. Katılan gençlerin çoğunun ne düşündüğünü bilmiyoruz. Onlara ne düşündüğünü sormadılar. Anlatacak ortam da yaratmadılar. Belli kişiler 'üst düzey kısır bilgileriyle' kısır sistemleri söylediler. Sokrates duysa onları, mutlaka savundukları sistemleri çürütecek bir kaç cümle sarf ederdi. O da yeterdi!

Katılımcı Profili
Projede yer alan katılımcıların seçimi konusunda çok efektif davrandıklarını düşünmüyorum. Yapılan toplantı iç anadolu bölgesi bilgilendirme toplantısıydı. İç anadoluda 13 farklı il var fakat projede yer alan katılımcılar maksimum 5 farklı ildendi. Diğer iller toplantıda yoktu. Sivas yoktu, Yozgat yoktu...
Etkinlikler süresince katılımcıları gözlemleme şansı elde ettim. Ah şu gençler... Çok farklı karakterde gençler vardı. Farklı farklı bölümlerde okuyorlardı. Bunun aslında projeye artı değer katması beklenirdi ama olmadı. Katılımcılar olayları yorumlarken sanki karşısındakileri de kendi düşüncesine ikna etmeye çalışıyor gibiydiler. Etkinlikler süresince zaten konuyu bilen kişilerin kendi aralarında konuşmaları da ayrıca onların diğerlerine ne kadar saygılı olduğunu gösteriyordu.
Bunlar olumsuz olarak değerlendirdiğim noktalardı. Bunun haricinde hoş sohbetlerine şahit olduğum, düşünceleri ile hayata dair aşama kaydetmiş, saygılı katılımcılarla da karşılaştım. Onlarla zaman geçirdim ama ne yazık ki daha fazla sohbet için az zaman vardı.

Bu organizasyonu ben yapacak olsaydım:
- Katılımcıların seçiminde bölgede yer alan bütün illerden katılımcıların olmasını sağlardım. Başvurular için 2 ay öncesinden ilana çıkar, kabul edilenleri 1 ay öncesinden belirler ve katılımcıların toplantıya gelene kadar bilmesi gereken bütün konularda bilgi verici mailler atardım. Projenin amacı, geniş çerçevesi, katılımcıların rolünü ayrıntılı anlatır, bilgi sahibi olmalarını sağlardım.
- Katılımcıların konaklayacağı yer ile organizasyonun yapıldığı mekanın aynı binada olmasını sağlardım. Ek ulaşım ile zaman kaybetmezdim.
- Katılımcıların geldiği günün akşamına tanışma etkinliği koyar ve katılımcıların kaynaşmasını sağlardım ( bu aşama programda yer alıyor ama uygulanmadı. Bunu kesin uygulardım) Bir sonraki gün proje konusunu işlemek için bana kalırdı.
- 2. gün konuşma ve açılış etkinliği projeye bir artı sağlamadı. Dolayısıyla sadece açılış konuşmasını dinletir ( eğer mecbursam) sonra kendi salonuma geçer ve etkinliklerimi yapardım.
- Programın devamında " EGE BÖLGE ÇALIŞTAYI AÇILIŞI" etkinliğinde ki burası iç anadolu bölge çalıştayı etkinliği olacak, yer alan konuşmacıların konuşma yapmasını sağlardım. Gelmemeleri durumunda eş değer kişilerle yapardım. Son dakika birilerini bulup koymazdım oraya.
- Yemek organizasyonlarını ayakta yenecek şekilde yapmazdım. Açık büfe olayı iyidi ama bir yere oturulup sohbet edilecek ortam şart.
- Kavramlar konusunda uygulanan etkinlik yaygın eğitim metotlarına uygundu fakat kavramların tartışılması aşamasını daha uzun tutardım. Flipçartlardakilerin tamamını okutur üzerine yorumlar yapmalarını sağlardım. Kavramlar önemli.
- Farklı yönetim modellerini yine aynı şekilde katılımcıların bilgileriyle doldurmalarını sağlayacak sistem oluştururdum. Sonra flipçartları ben okur ve sistemleri bilgim, araştırmam ve yorum gücümle anlatırdım.
- Katılımcıların farklı yönetim modellerini değerlendirecekleri ülkeleri bir gün öncesinden söyler ve tamamen kendi araştırmalarını yapmalarını söylerdim. Daha öncesinde çeşitli ülkelerin yönetim modellerinin yer aldığı bir bilgiyi katılımcılar etkinliğe gelmeden paylaşırdım ve tek kaynağa bağlı kalmamalarını belirtirdim. Bir sonraki gün ise organizasyon ekibinin grupları dolaşmasını ve takıldıkları yerde yorum yapmalarını söylerdim.  Katılımcıların bu ülke sunumlarını yaparken daha fazla süre verirdim. Gerekirse grup sayısını azaltır gruptaki katılımcıların sayısını arttırırdım.
- Sema gösterisi güzel bir sosyal etkinlik. Böyle bir etkinliği ben de uygulardım ama etkinliğin ne zaman başlayacağını, otobüslerin kaçta hareket edeceğini vb. ayrıntıları katılımcılarla paylaşırdım.
- Gençlerin Yönetime Dahil Olmasındaki Engeller etkinliğini katılımcıların gruplar halinde tartışmasını sağlardım. Konuşmacı ise grupların sunumlarında moderatör görevi görebilirdi. Bu sayede katılımcılar konuşmacıya sormaktan çekindiği konuları gruplarında dile getirirdi.
- Yönetim Modelleri Müzakereleri konulu etkinlik uygulanmadı. Ne olduğunu bilmiyorum ama ben olsam katılımcıların gruplara ayrılmasını ve kendi yönetim modelini oluşturmasını isterdim. Mevcut sistemlere bağlı kalıp kalmamaları kendilerine bağlı olabilirdi. Sonrasında da kendi sistemlerini sunabilir, gerekçelerini açıklayabilirlerdi.
- Anladığım kadarıyla bu proje uzun soluklu bir proje ve katılan kişiler bir şekilde bunun devamını sağlayacak bir imaja sahip olacak. Dolayısıyla devam edilebilirliği bilgilendirme aşamasında ayrıntılı anlatıp dönütlerin nasıl yapılacağı konusunda bilgi verirdim.
- Projenin değerlendirmesini genel konusu olarak ve organizasyon olarak yapardım.
- Proje boyunca proje programını katılımcıların ulaşabileceği yerlere asardım ( otel, proje uygulama alanı vb.)
- Proje uygulaması boyunca organizatörlerin katılımcılarla sürekli diyalog halinde olmasını sağlardım. İstedikleri her şeyi sorabilsinler, kendilerini değersiz, önemsiz hissetmesinler diye.

Sonuç olarak:
Projelerin benim hayatımdaki yeri çok farklıdır. Örgün eğitimin devlet tarafından hazırlatılan ve zorla dikte edilen bilgilerinden ziyade yaygın eğitimin sonsuz genişlikteki açısıyla öğrenmeyi tercih ediyorum. Projelerde yer alarak ve organize ederek çok fazla kazanım elde ettim, etmeye devam ediyorum. Yine projelerde yer alacağım. Yine insanların hayallerine dokunup, yine onların hayallerini paylaşacağım. Umarım projelerin uygulamaları konusunda biz gençlik çalışanları olarak gerekli önemi verir ve projelerin kalitesini arttırırız.

Gençlerin Bakışıyla Yönetim Modelleri konusu iyi bir konu ve mevcut sistemler insanların huzur içerisinde yaşamasını sağlamaya yetmiyor. Gençlerin yeni bir sistem bulması gerekiyor. Hiç uygulanmamış olabilir ama önemli olanın her insanın mutlu ve huzurlu olmasını sağlamak olmalıdır. ÜTopYa uzak değil, istenirse başarılır!


NOT: 1 ay geçmesine rağmen hala yolculuk paralarını yatırmadılar. Bu organizasyon bir harika dostum :)





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder